Mevzuatımızda Ağırlığına Göre Cezalar
Türk Ceza Yasasının Cezalar başlıklı 45. maddesinde; suç karşılığında uygulanan yaptırım olarak cezaların, hapis ve adlî para cezaları olduğu hükmü yer almaktadır. Mevzuatımızda 765 sayılı Türk Ceza Yasasında var olan ölüm cezasına 5237 sayılı Türk Ceza Yasasında yer verilmemiştir.
Yasanın Hapis cezaları başlıklı 46. maddesinde, hapis cezalarının; ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası, müebbet hapis cezası ve süreli hapis cezası olduğu belirtilmiştir.
Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası başlıklı 47. maddede; ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasının hükümlünün hayatı boyunca devam edeceği, yasa ve Cumhurbaşkanınca çıkarılan yönetmelikte belirtilen sıkı güvenlik rejimine göre çektirileceği belirtilmiştir.
Müebbet hapis cezası başlıklı 48. maddede; müebbet hapis cezasının, hükümlünün hayatı boyunca devam edeceği düzenlemesine yer verilmiştir.
Yasanın Süreli hapis cezası başlıklı 49. maddesinde; süreli hapis cezasının, kanunda aksi belirtilmeyen hallerde bir aydan az, yirmi yıldan fazla olamayacağı belirtilmiştir. Aynı maddede; hükmedilen bir yıl veya daha az süreli hapis cezasının, kısa süreli hapis cezası olduğu vurgulanmıştır.
Kısa süreli hapis cezasına seçenek yaptırımlar başlıklı 50. maddede; kısa süreli hapis cezasının, suçlunun kişiliğine, sosyal ve ekonomik durumuna, yargılama sürecinde duyduğu pişmanlığa ve suçun işlenmesindeki özelliklere göre; adlî para cezasına veya diğer seçenek yaptırımlara çevrilebileceği belirtilmiştir.
Hapis cezasının ertelenmesi başlıklı 51. maddede; işlediği suçtan dolayı iki yıl veya daha az süreyle hapis cezasına mahkûm edilen kişinin cezasının ertelenebileceği; bu sürenin üst sınırının, fiili işlediği sırada on sekiz yaşını doldurmamış veya altmış beş yaşını bitirmiş olan kişiler bakımından üç yıl olduğu belirtilmiştir.
Adlî para cezasının düzenlendiği 52. maddede; adlî para cezasının, beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde yedi yüz otuz günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının, bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması suretiyle hesaplanan meblağın hükümlü tarafından Devlet Hazinesine ödenmesinden ibaret olduğu belirtilmiştir.
Bu çalışmada daha çok adli cezalardan en ağırı olan hapis cezası üzerinde durulacaktır.
Ağır Hapis Cezaları
Hapis cezaları yukarıda açıklandığı üzere, suçun ağırlığıyla orantılı olarak ağırdan hafife doğru öngörülmüştür.
Hukuk sistemlerinde uygulanan en ağır ceza olan ölüm cezasına ülkemizde son verilmiş olması, cezanın ıslah edici özelliğinin bulunmaması, telafisi olanaksız hatalara yol açabilmesi, en acımasız ceza niteliği taşıması bakımından isabetlidir.
Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığı yaptığım dönemde baktığım en stresli dava, idam cezası ile sonuçlanan davadır. Yukarıda belirttiğim üzere, bu cezada ıslah edicilik yoktur ki cezanın fonksiyonlarından biri yerine gelsin. Böyle bir ceza vicdanımı sızlatır nitelikteydi. Nitekim uluslararası sözleşmelere uyarlanan mevzuatımızda kısa bir süre sonra bu ceza kaldırılmıştır.
Cezalar zamana, siyasi yönetimin bakış açısına, toplumsal gelişmelere, insan haklarına bakış açısına göre değişebilen özelliğe sahiptir. Zamanında makul görülebilen ölüm cezası hukuk sistemleri çağdaşlaşmayla birlikte yavaş yavaş yerini hapis cezalarına bırakmıştır. İşte bu nedenle de Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı sıfatıyla baktığımız davada ölüm cezasına karşı oy kullanmış olmamın mutluluğunu yaşam boyu taşıdım, taşıyacağım. Özellikle ağır cezalık davalara bakan bir ceza avukatı olarak da bu ceza istemli dava ile karşılaşmayacak, ve bu ceza ile ilgili avukat sıfatıyla savunma yapmak zorunda kalmayacak olmaktan mutluyum, huzurluyum.
BM Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi Ek Seçimlik 2 No’lu Protokolü, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6 No’lu Protokolü, Sözleşmenin 13 nolu Ek Protokolü ile ölüm cezası taraf devletler bakımından kaldırılmıştır. Ülkemizde, önce Anayasadan ve Türk Ceza Yasasından ölüm cezası düzenlemesi kaldırılmış, ardından 13 No’lu Protokol onaylanıp 09.01.2004 tarihinde imzalanmış, 16.10.2005 tarihinde de onaylanma yasasını çıkarmıştır. Ülkemiz açısından protokol 01/06/2006 tarihinden itibaren yürürlük kazanmıştır. Böylece ülkemizde idam (ölüm) cezasının uygulanma olanağı kalmamıştır.
765 sayılı TCY döneminde hapis cezaları, ağır hapis, hapis ve hafif hapis şeklinde düzenlenmişken 1 Haziran 2005’te yürürlüğe giren 5237 sayılı TCY’de hürriyeti bağlayıcı cezalar tek ad altında hapis olarak öngörülmüştür.
Ağırlaştırılmış Müebbet Hapis Cezası
Mevzuatımızda, ölüm cezası yerine ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına yer verilmiştir.
Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasının hükümlünün hayatı boyunca devam edeceği TCY’de belirtilmiştir. Aşağıda infaz ile ilgili açıklamalarda ayrıntılarına yer verileceği üzere, bu ceza, 5271 yasa ve Cumhurbaşkanınca çıkarılan yönetmelikte belirtilen sıkı güvenlik rejimine göre çektirilecektir.
Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası, toplum düzenini en ağır şekilde bozduğu varsayılan fillere (suçlara) uygulanan cezadır. Soykırım (TCY 76. md), insanlığa karşı suçlar (TCY 77. md), nitelikli insan öldürme (TCY 82. md), neticesi sebebiyle ağırlaşmış işkence (TCY 95. md), cinsel saldırının nitelikli halleri (TCY 102. ve 103. md), Devletin birliği ve ülke bütünlüğünü bozma (TCY 302. md), düşmanla işbirliği yapma (TCY 303. md), askerî tesisleri tahrip ve düşman askerî hareketleri yararına anlaşma (TCY 306. md), askerî tesisleri tahrip ve düşman askerî hareketleri yararına anlaşma (TCY 307. md), Anayasayı ihlal (TCY 309. md), Cumhurbaşkanına suikast ve fiilî saldırı (TCY 310. md), yasama organına karşı suç (TCY 311. md), hükümete karşı suç (TCY 312. md), Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetine karşı silahlı isyan (TCY 313. md), siyasal veya askerî casusluk (TCY 328. md), gizli kalması gereken bilgileri açıklama (TCY 330. md), yasaklanan bilgilerin casusluk maksadıyla temini (TCY 335. md), yasaklanan bilgileri siyasal veya askerî casusluk maksadıyla açıklama (TCY 337. md), yabancı devlet başkanına karşı suç (TCY 340. md) TCY’de ağırlaştırılmış müebbet cezası öngörülen suçlardır.
Dikkat edilirse ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasının uygulama alanı daha çok devlete karşı işlenen, bir anlamda siyasi suçlardır. Üzülerek görüyorum ki, yasalarda korunan kişi hak ve özgürlüklerinden çok devletin ta kendisidir. Kanaatimce devletin kişisel hak ve özgürlüklerden üstün tutulduğu sistemin ne kadar demokratik ve çağdaş sayılacağı tartışılmalıdır.
Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasından sonra gelen en ağır ceza ise müebbet hapis cezasıdır. Müebbet hapis cezası da ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası gibi hükümlünün yaşamı boyunca devam eder. İkisi arasındaki fark ise infazda kendini gösterir. Aşağıda infaz üzerinde ayrıca durulacaktır.
Müebbet Hapis Cezası
Müebbet hapis cezası, toplum düzenini ağır şekilde bozduğu varsayılan fillere (suçlara) uygulanan cezadır. Kasten insan öldürme (TCY 81. md), düşmanla işbirliği yapmak TCY 303. md), yabancı devlet aleyhine asker toplama (TCY 306. md), askerî komutanlıkların gaspı (TCY 317. md), savaşta yalan haber yayma (TCY 323. md), Devletin güvenliğine ilişkin belgeler ile ilgili suçlar (TCY 326. md), Devletin güvenliğine ilişkin bilgileri temin etme (TCY 327. md), gizli kalması gereken bilgileri açıklama (TCY 330. md), Devlet sırlarından yararlanma, Devlet hizmetlerinde sadakatsizlik (TCY 333. md) TCY’de müebbet cezası öngörülen suçlardır.
Dikkat edilirse müebbet hapis cezalarının da daha çok devlete karşı işlenen suçlarda uygulama alanı bulduğu görülmektedir. Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezalarının özellikle devleti koruyan yapısıyla ilgili değerlendirme ve eleştiri müebbet hapis cezaları için de geçerlidir.
Süreli Hapis Cezaları
Toplum düzenini daha düşük ağırlıkta bozduğu varsayılan suçlara yönelik öngörülen cezalar ise süreli hapis cezaları olarak kendini göstermektedir.
Süreli hapis cezası, yasada aksi belirtilmeyen hallerde bir aydan az, yirmi yıldan fazla olamaz. Yani bir ay ile yirmi yıl (dahil) arası hapis cezaları süreli hapis cezaları olarak düzenlenmiştir. Hükmedilen bir yıl veya daha az süreli hapis cezası kısa süreli hapis cezası olarak tanımlanmış ve bu cezalarla ilgili kısmen hafifletici seçenekler öngörülmüştür.
Her ne kadar TCY’de ve özel yasalarda hapis cezaları alt ve üst sınır şeklinde belirlenmişse de çağdaş ceza infaz sistemlerinde olduğu gibi ülkemizde de iyi halli olmayı teşvik ve topluma kazandırmak bakımından, iyi halli hükümlülerin hükmedilen cezanın tümünü cezaevinde çekmeden salıverilmesi, bir başka anlatımla koşullu erken salıverilmesi düzenlemesine yer verilmiştir.
Ağır Ceza ve İnfaz
5275 sayılı Ceza Ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun, infaz rejimini düzenlemektedir.
Yasada ayrıntılara yer verilmekle ve infaz konusunda çıkarılacak yönetmeliğe atıf yapılmakla birlikte ana hatlarıyla infaz düzenlemesine değinilecektir.
5275 sayılı yasanın 6. maddesinde, cezanın infazında hükümlünün iyileştirilmesi amaç edinildiği vurgulanmış ve bu doğrultuda koşulların yaratılması öngörülmüştür.
Yasada, cinsiyet ve yaşa göre sınıflandırma yapılmış, kadın kapalı ceza infaz kurumları, çocuk kapalı ceza infaz kurumları ve gençlik kapalı ceza infaz kurumları ayrı başlıklar altında düzenlenmiştir.
9. maddede, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına mahkûm olanlar ile süresine bakılmaksızın, suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, yönetmek veya bu örgütün faaliyeti çerçevesinde, TCY’de yer alan; insanlığa karşı suçlardan, kasten öldürme suçlarından, uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçundan, Devletin güvenliğine karşı suçlardan, Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlardan mahkûm olanların cezalarının, yüksek güvenlikli kapalı ceza infaz kurumlarında infaz edileceği belirtilmiştir.
14. maddede, terör suçları, örgüt kurmak, yönetmek veya örgüte üye olmak suçları ile örgüt faaliyeti kapsamında işlenen suçlar ve cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlardan mahkûm olanlar ile ikinci defa mükerrir olanlar ve koşullu salıverilme kararının geri alınması nedeniyle cezası aynen infaz edilenler hariç olmak üzere, kasıtlı suçlardan toplam üç yıl veya daha az hapis cezasına mahkûm olanlar; taksirli suçlardan toplam beş yıl veya daha az süreyle hapis cezasına mahkûm olanlar; adlî para cezası infaz sürecinde hapis cezasına çevrilenler; 2004 sayılı İcra ve İflas Yasası gereğince tazyik hapsine tabi tutulanların doğrudan açık ceza infaz kurumuna alınacakları belirtilmiştir.
Yasanın 25.maddesine göre, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasının infazı, hükümlünün, tek kişilik odada barındırılması şeklinde yerine getirilir.
Ağır Ceza ve Koşullu Salıverme
Yasanın 107. maddesinde koşullu salıverme koşulları ve yöntemi açıklanmıştır. Buna göre; koşullu salıverilme için ön koşul olan infaz süresini iyi hâlli olarak geçirmenin yanında, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına mahkûm edilmiş olanların otuz yılını, müebbet hapis cezasına mahkûm edilmiş olanların yirmi dört yılını, diğer süreli hapis cezalarına mahkûm edilmiş olanların cezalarının yarısını infaz kurumunda çekmiş olmaları gerekir.
Ancak, TCY’nin; kasten öldürme (madde 81, 82 ve 83), neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama (madde 87, fıkra iki, bent d), işkence (madde 94 ve 95) ve eziyet (madde 96), cinsel saldırı (madde 102, ikinci fıkra hariç), reşit olmayanla cinsel ilişki (madde 104, ikinci ve üçüncü fıkra hariç) ve cinsel taciz (madde 105), cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlardan (madde 102, 103, 104 ve 105), özel hayata ve hayatın gizli alanına karşı (madde 132, 133, 134, 135, 136, 137 ve 138), uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti (madde 188), Devlet sırlarına karşı suçlar ve casusluk suçlarından (madde 326 ilâ 339) süreli hapis cezasına mahkûm olanların cezalarının üçte ikisini infaz kurumunda çektikleri takdirde, koşullu salıverilmeden yararlanabilecekleri belirtilmiştir.
Aynı maddede, koşullu salıverilme için infaz kurumunda geçirilmesi gereken sürenin; birden fazla ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına veya ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile müebbet hapis cezasına mahkûmiyet hâlinde otuz altı, birden fazla müebbet hapis cezasına mahkûmiyet hâlinde otuz, bir ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile süreli hapis cezasına mahkûmiyet hâlinde en fazla otuzaltı, bir müebbet hapis cezası ile süreli hapis cezasına mahkûmiyet hâlinde en fazla otuz, birden fazla süreli hapis cezasına mahkûmiyet hâlinde en fazla yirmisekiz yıl olacağı vurgulanmıştır.
Koşullu salıverilen hükümlünün, denetim süresinde hapis cezasını gerektiren kasıtlı bir suç işlemesi veya kendisine yüklenen yükümlülüklere, infaz hâkiminin uyarısına rağmen, uymamakta ısrar etmesi hâlinde koşullu salıverilme kararının geri alınacağı belirtilmiştir.
Koşullu salıverilme kararının geri alınması hâlinde hükümlünün; sonraki suçu işlediği tarihten itibaren başlamak ve hak ederek tahliye tarihini geçmemek koşuluyla sonraki işlediği her bir suç için verilen hapis cezasının iki katı sürenin, yükümlülüklerine aykırı davranması hâlinde, bu yükümlülüklere uymama tarihi ile hak ederek salıverilme tarihi arasındaki süreyi geçmemek koşuluyla ihlalin niteliğine göre takdir edilecek bir sürenin, ceza infaz kurumunda aynen çektirilmesine karar verileceği; koşullu salıverilme kararının geri alınmasından sonra aynı hükmün infazı ile ilgili bir daha koşullu salıverilme kararı verilemeyeceği hüküm altına alınmıştır.
Maddede ayrıca denetim süresi yükümlülüklere uygun ve iyi hâlli olarak geçirildiği takdirde, cezanın infaz edilmiş sayılacağı açıklanmıştır.
Yasanın 108. maddesinde, mükerrirlere ve bazı suç faillerine özgü infaz rejimi ve denetimli serbestlik tedbiri koşullarına yer verilmiştir.
Yasanın 105/A maddesinde, hükümlülerin dış dünyaya uyumlarını sağlamak, aileleriyle bağlarını sürdürmelerini ve güçlendirmelerini temin etmek amacıyla, açık ceza infaz kurumunda veya çocuk eğitimevinde bulunan ve koşullu salıverilmesine bir yıl veya daha az süre kalan iyi hâlli hükümlülerin talebi hâlinde, cezalarının koşullu salıverilme tarihine kadar olan kısmının denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle infazına karar verilebileceği belirtilmiştir.
Yasanın geçici 3. maddesinde; maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla koşullu salıverilmelerine bir yıldan az süre kalan; açık ceza infaz kurumunda bulunan, kapalı ceza infaz kurumunda bulunup da açık ceza infaz kurumuna ayrılma şartlarını taşıyan iyi hâlli hükümlülerin talepleri hâlinde, cezalarının koşullu salıverilme tarihine kadar olan kısmının denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle infazına karar verilebileceği belirtilmiştir.
Yasanın geçici 6. maddesinde; 30/3/2020 tarihine kadar işlenen suçlar bakımından; kasten öldürme suçları (madde 81, 82 ve 83), üstsoya, altsoya, eşe veya kardeşe ya da beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı işlenen kasten yaralama ve neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçları, neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçu (madde 87, fıkra iki, bent d), işkence suçu (madde 94 ve 95), eziyet suçu (madde 96), cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlar (madde 102, 103, 104 ve 105), özel hayata ve hayatın gizli alanına karşı suçlar (madde 132, 133, 134, 135, 136, 137 ve 138), uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçu (madde 188) ve İkinci Kitap Dördüncü Kısım Dördüncü, Beşinci, Altıncı ve Yedinci Bölümünde tanımlanan suçlar ile 3713 sayılı Terörle Mücadele Yasası kapsamına giren suçlar hariç olmak üzere, 105/A maddesinin birinci fıkrasında yer alan “bir yıl”lık sürenin, “üç yıl” olarak uygulanacağı hüküm altına alınmıştır.
Maddede ayrıca, 30/3/2020 tarihine kadar işlenen suçlar bakımından, tabi olduğu infaz rejimine göre belirlenen koşullu salıverilme süresinin hesaplanmasında, hükümlünün on beş yaşını dolduruncaya kadar ceza infaz kurumunda geçirdiği bir gün, üç gün; on sekiz yaşını dolduruncaya kadar ceza infaz kurumunda geçirdiği bir gün, iki gün olarak dikkate alınacağı belirtilmiştir.
Ağır Ceza ve Avukatın Rolü
Ceza davalarının kamusal özellik taşıması nedeniyle re’sen soruşturma ve kovuşturmaya tabi ise de yargının üçlü ayağından biri olan avukatın yardımından yararlanmada yarar vardır.
Özellikle ağır cezalar gözetildiğinde, olası hatalı sonuçların önüne geçebilmekte bir ağır ceza avukatının katkısı büyük olacaktır.
Ağır ceza avukatı sıfatıyla avukatlık görevini yaparken ceza yargılamasına yaptığım katkıların geri dönüş yapılarak takdir edilmesinden çok adil bir sonuca ulaşmanın mutluluğu daha ağır basmaktadır. Victor Hugo’nun dediği gibi, “İyi olmak kolaydır zor olan adil olmaktır.”
Her halükarda ciddi bir ağır ceza riskiyle karşılaşan bir kişinin, adil bir yargılamaya tabi olabilmesi açısından Ankara’da ise Ankara barosuna, diğer yerleşim yerlerde ise bulunduğu yer barosuna gidip adli yardım isteminde bulunması veya toplumdaki tanımlamayla iyi bir ağır ceza avukatına başvurması yerinde olacaktır.